25 Mart 2012 Pazar

AKDENİZ BÖLGESİNDEKİ ŞELALELER
Yukarı Düden Şelalesi
“İskender Şelalesi" de denilen bu şelale, şehir merkezinin kuzeyinde merkeze 10 km uzaklıkta. Şelalenin bulunduğu yer sık ağaçlı ve yemyeşil görünümü ile cenneti andırıyor. 20 m yükseklikten dökülen suyun kaynağı; şelaleye 22 km uzaklıkta olan "Kırkgöz Mevkii". Mağaraya inilerek, arkadan da izlenebilen şelalede ayrıca görülmeye değer kaya mezarları da bulunuyor. Ayrıca şelalenin düştüğü yerdeki tabandan su kaynak halinde çıkmakta. Şelale, "Mesire Yeri ve Piknik Alanı" haline getirilmiş. Belediye Halk otobüsü ve minibüslerle ulaşım mümkün.

Aşağı Düden Şelalesi
Larayolu üzerinde, Karpuzkaldıran Plajı yakınlarında, şehir merkezine 8 km uzaklıkta. Düden çayının yaklaşık 40 m yüksekliğindeki bir falezden su bulutu halinde denize dökülmesi ile oluşan muhteşem güzellikteki bir şelale. Hemen yanında bulunan "Gençlik Parkı"ndan veya herhangi bir deniz aracındayken denizden bakıldığında manzara görülmeye değiyor




Kurşunlu Şelalesi
Antalya-Mersin karayolunun 24 km'sinden sola dönülerek 7 km devam edilince çam ağaçlarının arasında zengin bitki örtüsü olan bu şelaleye ulaşılıyor. 18 m yükseklikten dökülen, 7 adet küçük göletin küçük şelaleciklerle birbirine bağlandığı, 2 km'lik bir kanyon içindeki bu şelale 1986 yılında hizmete açılmış. Şelale ve piknik yeri 33 hektarlık bir alanı kaplıyor.

Kurşunlu Şelalesi, Antalya Bölgesi'nin sahip olduğu irili-ufaklı birçok piknik alanı ve şelaleler arasında, bitki zenginliği yönünden dikkat çeken doğal güzelliklerinden birisi. Kurşunlu Şelalesi'ne, Antalya'dan Aksu kasabası yönüne gidildiğinde, Antalya Havaalanı'ndan 3 km kadar sonra, yol levhalarından da anlaşılacağı gibi, sola sapılarak gidiliyor. 8 km'lik asfalt yol, bahçeler ve tarlalar arasından geçerek sizi Kurşunlu Şelalesi'ne ulaştırıyor. Bu küçük şelale etrafındaki Orman Bakanlığı'nca düzenlenen piknik alanı, şelaleden inen suyun akıp gittiği küçük bir derenin kenarında yer alan yaya gezinti yolu, bitki zenginliği yönünden, Antalya'nın en ilginç yerlerinden birisi. Özellikle bu gezinti yolu üzerinde ve "Bitki Tüneli" olarak adlandırılan bu bölümde, kış hariç diğer mevsimlerde bin bir çeşit bitki türü dikkatleri üzerine çekiyor. Bu güzel ve ilginç şelaleye, hemen yanında yer alan piknik alanının kuzeybatısında yer alan merdivenlerden inilerek ulaşılıyor. On metre kadar yükseklikten düşen su, aşağıda küçük bir gölcük oluştuyor. Bu küçük gölün batı yönünde çevre düzeni çalışmaları sırasında restore edilmiş bir su değirmeni var. Mevsimine göre, etrafı sık yeşilliklerle sarılmış bu küçük gölde, tatlı su kaplumbağaları, yengeçler ve balıklar bulunuyor. Bu küçük gölden güneye akan suyun oluşturduğu küçük derenin kıyısını izleyen gezinti yolu, sizi bitkiler dünyasına götürüyor. Bu patika yol üzerinde binlerce çeşit bitki etrafınızda adeta bir duvar oluşturuyor.

Manavgat Şelalesi
Batı Toroslar'ın Seydişehir ve Beyşehir Gölleri arasına giren Şeytan Dağı'nın (2.130 m) yamaçlarından kaynağını alıyor. Antik devirde Selevkia ve Side antik kentlerine su kemerleri ile su veren Manavgat Çayı, dağlık ve ormanlık alanlardan geçerken kanyon biçimli dar bir vadide akarak, 1984 yılında tamamlanan Oymapınar Barajı'nda 500 hektarlık bir yapay göl oluşturduktan sonra düzlükte akıyor ve Manavgat ilçe merkezinin 4 km kuzeyinde güzel bir şelale meydana getiriyor.

Antalya'ya 80 km mesafede bulunuyor. Batı Toroslar'ın Seydişehir ve Beyşehir Gölleri arasına giren Şeytan Dağı'nın (2.130 m) yamaçlarından kaynağını alıyor. Antik devirde Selevkia ve Side antik kentlerine su kemerleri ile su veren Manavgat Çayı, dağlık ve ormanlık alanlardan geçerken kanyon biçimli dar bir vadide akarak, 1984 yılında tamamlanan Oymapınar Barajı'nda 500 hektarlık bir yapay göl oluşturduktan sonra düzlükte akıyor ve Manavgat ilçe merkezinin 4 km kuzeyinde güzel bir şelale meydana getiriyor. Az bir yükseklikten dökülmesine rağmen geniş bir alan üzerinde gürül gürül akışı görülmeye değer bir manzara oluşturuyor. Ayrıca Manavgat Irmağı’nı besleyen kaynaklardan en büyüğü olan karstik Dumanlı kaynağı, sol kıyıdaki dik bir kayanın yüzünde bulunan küçük mağaralardan fışkırarak çıkar. Duman ve köpük halinde 15 m kadar yükselir ve ırmağa karışıyor.

Kent gürültüsünden uzaklaşıp doğa ile baş başa kalmak isteyenler için şelalenin çevresinde uygun piknik alanları var. Ayrıca çevredeki lokantalar, taze balık yeme imkanını sunarlar. Ulaşım, Manavgat'tan kalkan minibüslerle sağlanıyor.

Alara Şelalesi
Antalya'ya bağlı olan Köprülü beldesindeki dağların eteklerinden şelale yaparak doğan Alara Çayı, Manavgat’ın Boztepe köyü yakınlarından denize dökülüyor. Çayın uzunluğu 70 km. Bahar ayları bu bölgede rafting için en uygun sezon.
Alara Deresi Torosların en yüksek zirvelerinden biri olan Geyikdağ (2800 m.) ve Akdağ (2500 m.)’den besleniyor. Torosların karstik yapısından ötürü, çok sayıda derede olduğu gibi, bir süre yer altından akıyor sonra yüzeye çıkıyor. Alara Çayı, yüzeye çıktığı noktalardan birinde yaklaşık 25 m’lik bir şelale olup dökülüyor. Şelaleye ulaşmak için Alanya Konaklı’dan kuzeye, Güzelbağ, Gündoğmuş yolunu izlemek gerekiyor. Şelale’ye ulaşmak Konaklı‘dan yaklaşık 70 km sürüyor.

Mut -Yerköprü Şelalesi Şelalenin kenarından mağaraya doğru baktığınız da O dumanlı görüntünün gerisinde 200 metre uzunlukta 5-10 metre genişlikteki tabanı göl olan bir mağara uzanıyor. Mağarada suyun mavi ve yeşil tonlar da olması, mağaranın tavanındaki sarkıtlardan damlayan suyun görüntüsü ve serinlik muhteşem.
Şelale, 110 milyon yıl önce kireç taşlarının faylanması sonucunda çok dar bir kanyonun oluşması ve yine bu faylanmaya bağlı bol karbonatlı su taşıyan bir kaynak suyun varlığı ile ortaya çıkmış.

Mut-Gülnar, Ermenek üçgeninde yer alan, bir doğa harikası olan Yerköprü Şelalesi’ne Mut-Ermenek güzergahından 5 km. kadar gidildikten sonra varılıyor. Köprü görevini gören mağaranın Gezende Barajı’ndan gelen su ile beslenmesi sonucu kayanın dibinden yani gözden çıkan suyun birleşme yerindeki hareketlilik adeta gökkuşağı renkleri oluşturuyor. Şelaleden sarkıt şeklindeki yosunların üzerinden akan suyun bazı yerlerde yoğun, bazı yerlerde damlalar halindeki düşüşü çok farklı bir görünüm ortaya çıkarıyor.

Şelalenin kenarından mağaraya doğru baktığınız da o dumanlı görüntünün gerisinde, 200 metre uzunlukta 5- 10 metre genişlikte, tabanı göl olan mağara uzanıyor. Mağara da suyun mavi ve yeşil tonlarda olması, mağaranın tavanındaki sarkıtlardan damlayan suyun görüntüsü ve serinlik muhteşem.


Tarsus Şelalesi ve Roma Mezarları
Tarsus İlçe Merkezinin kuzeyinde Berdan (Kydnos) Çay'ı üzerinde bulunuyor. Berdan nehrinin bu bölümünde nehir suyu 4-5 metrelik bir yükseklikten dökülerek şelale meydana getiriyor. Romalılar döneminde şelalenin bulunduğu alan nekropol (mezarlık) olarak kullanılmış. Şelalenin bulunduğu alanda kayalara oyularak yapılmış mezarlar, nehrin akış yükseltisi altında ortaya çıkmasından sonra oldukça tahrip olmuş durumda.

Tarsus ırmağının yatağının değiştirilmesi sonucu ırmağın 3-5 metre yükseklikteki mezarlar üzerinden akmasıyla şimdiki şelale oluşmuş. Tarsus bir dünya dinleri, kültürleri şehri. Bilal-i Habeş, St.Paul Kilisesi, Eshab-ı Keyf (Yedi Uyurlar) hep Tarsus’un tarihi hazineleri.
Akdeniz bölgesindeki şelalerin çoğunluğunu gördün ve hepsi gerçekten görülmeye değer yerlerdi...Şelaleler sanki cennetten bir bölümü canlandırıyordu...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder